Kriz | Konular | Kitaplar

10 soruda küresel kriz

ABD’den başlayarak tüm dünyayı saran küresel krizin nedenleri neler? Kriz nasıl başladı, nasıl yayıldı? İşte krizde öne çıkanlar...

İSTANBUL - Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de kredi kriziyle başlayan sorun finans piyasalarına yansıyınca dalganın boyu da arttı. ABD’de birçok banka tarihe karıştı, bazı bankacılık modelleri rafa kalktı. İşte halen yaşanmakta olan krizle ilgili bilinmesi gereken 10 madde...
Haberin devamı

* Kriz nasıl başladı?

ABD’den başlayan küresel krizin temelinde mortgage piyasasına ilişkin sorunlar var. ABD’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı olumsuz etkileyen mortgage sektörü, ilk olarak üç yıl önce sorun yaratmaya başladı. ABD mortgage piyasası, 10 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük piyasası konumunda bulunuyor. ABD’de, para hacminin yüksek olması nedeniyle, bazı finansal kuruluşlar 5 yıl önce, kredibilitesi zayıf olan kişilere de mortgage kredisi vererek, geri dönüşü riskli bir mali yapıya girdiler. Sadece dar gelirlilerin kullandığı ve subprime olarak adlandırılan ‘yüksek riskli krediler’in boyutu 1.5 trilyon doları buluyor.

5 yıl öncesine kadar ABD’de faizler son derece düşük olduğu için özellikle orta ve alt gelir grubundaki kişiler değişken faizli kredileri kullanmayı tercih ettiler. Ancak, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) son iki yılda faiz oranlarını artırması, konut sektörünü durgunluğa soktu. Konut satış fiyatları ile kira gelirlerinin de piyasa düzeyinin altına inmesiyle, bu krediyi kullanan düşük gelirli gruplar, kredilerini düzenli olarak ödeyemez hale geldiler. Bankaların, tüketicilere satın alacakları ev ve dairelerin bedelinin tamamını, hatta değerinin yüzde 110 oranında borçlanma fırsatı vermesi, kredilerin geri dönüşünü zora soktu. ABD’de bankalar konut kredileri için gereken parayı yatırım bankalarında ihraç ettikleri tahviller ile borçlanarak sağlıyorlardı. Ancak kredilerin geri dönüşümü zora girince yatırım bankaları ve ABD mortgage piyasası için da çanlar çalmaya başladı.

* Krizin nedenleri neler?

Temel olarak krizin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz. Mortgage kredilerinin yapısının bozulması, faiz yapısının uyumsuzlaşması, konut fiyatlarındaki balon artışlar, menkul kıymetlerin fonlanmasında yaşanan sıkışıklık, kredi türev piyasalarının genişlemesi ve kredi derecelendirme sürecindeki sorunlar.

* Kredi krizi, finansal krize nasıl dönüştü?

Kriz her ne kadar başlangıçta bir mortgage krizi olarak ortaya çıksa da takip eden süreçte bir likidite krizine dönüştü. ABD’de 2007 yılında, finans ve sigorta, gayrimenkul, inşaat ve madencilik sektörü başta olmak üzere toplam dört sektörün büyüme hızının yavaşlamasıyla genel ekonominin büyüme hızı da yavaşladı. Ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olan reel sektör, mortgage krizinden olumsuz etkilendi. Faiz oranlarındaki değişim kredi piyasasında daraltıcı etki yaptı, kredi piyasasında 2006 yılında yüzde 13.2 oranında artış sağlanırken, 2007 yılında bu oran yüzde 4.8 olarak gerçekleşti. Yatırımcıların risk almadan kazanç elde etme isteği maliyeti düşük, kolay kredi imkanlarına bağlı olarak tüketicilerin aşırı borçlanmasına ve kontrolsüz kredi genişlemesine neden olarak sistemin kırılganlığını artırdı. ABD’de subprime borçlularının ödeme güçlüğüne düşmesi ile tetiklenen kriz, bu kırılganlıklarla birlikte büyüdü.

* Büyük kurumsal yatırımcılar neden bundan etkilendi?

Reyting kuruluşlarının, yüksek riskli kredilere dayalı menkul kıymetlerin notunu düşürmesi, bu menkul kıymetlere yatırım yapan kurumsal yatırımcıların portföylerinde tuttukları ve kredi notu düşürülen menkul kıymetler için yeniden değerleme yapmalarını zorunlu hale getirdi. Kurumsal yatırımcıların portföy değerlerinin düşmesi sonucu, bu menkul kıymetlerin, asıl defter değerlerinden çok daha düşük değerlerle değerlendirilmeleri nedeniyle, 400-500 milyar dolarlık portföye sahip kurumsal yatırımcılar, ABD’de değerlendirdikleri bazı yatırım fonlarını dondurmak zorunda kaldılar.

* Krizin ilk kurbanı kim oldu?

ABD’nin önde gelen bankalarından Bear Stearns, Mart ayında şirketin tamamını 236 milyon dolar olarak değerleyen hisse başı 2 dolar fiyatla JP Morgan’a satıldı. Şirketin Ocak 2007’deki piyasa değeri 20 milyar dolardı. Bear Stearns’ten iki günde 17 milyar dolar para çekilmesi üzerine kurtulamayacağı anlaşılınca Fed, batışın sistemin tümüne yayılmasını engellemek için satılma ya da iflas masasına gitme seçeneklerini bıraktı. Fed, şirketin JP Morgan’a devri gerçekleşmezse Bear Stearns’e yardım etmeyeceği yönünde bilgi verince Bear Stearns yetkilileri 84 dolar olarak açıkladıkları hisse başına defter değerine rağmen hisseleri JP Morgan’a 2 dolara devretmeye razı oldu.

* Son bir yılda kaç banka battı?

Uluslararası finans krizinin başlangıcı olarak kabul edilen Ağustos 2007 tarihinden bu yana ABD’de batan banka sayısı 13’e ulaştı. Banka iflasları 2008 yılında hızlandı ve sadece bu yıl 11 banka iflas bayrağını çekti. Batan bankaların aktif büyüklüğü toplamı ise 173 milyar 800 milyon dolar düzeyinde bulunuyor.

* Kriz ABD’de hangi bankacılık modelini tarihe gömdü?

Kredi krizi öncesinde ABD’de beş büyük yatırım bankası bulunuyordu. Yatırım bankaları, uzun vadeli kaynak transferi yapma görevini üstlenmiş kurumlar niteliğini taşıyor. Bu bankaların mevduat toplama yetkisi bulunmuyor. Bear Stearns’ün Mart’ta JP Morgan’a satılmasının ardından, Bank of America Merrill Lynch’i satın aldı. Alıcı bulamayan Lehman Brothers iflasını açıkladı. Son olarak Fed, ABD’nin en büyük iki yatırım bankası Goldman Sachs ve Morgan Stanley’yi desteklemek için her iki bankanın da statütüsünü değiştirdi. Tüm bu gelişmeler Wall Street’teki yatırım bankacılığı modelinin sona erdiği anlamına geliyor.

* Peki bu yatırım bankaları neden battılar?

Wall Street’in prestijli yatırım bankaları bilançolarını olası zararlara karşı hiçbir önlem almadan aşırı şekilde genişletti. Yatırım bankaları, 2000-2006 döneminde yaratılan 7 trilyon dolarlık riskli konut ve tüketici kredilerine yatırım yaptı. Bu krediler, 1999’daki miktarın iki katından fazlaydı. Yatırım bankaları, konut sektörünün büyüdüğü ve dünyanın her yerindeki yatırımcıların hazine kağıdı kadar güvenilir olduğu düşünülen mortgage’a dayalı menkul kıymetleri aldığı dönemde, rekor kârlar elde etti. Ancak konut fiyatlarının düşmeye başlamasıyla, yatırım bankalarının gereken önlemleri almadığı ortaya çıktı. Wall Street yatırım bankalarının son yıllardaki borçluluğu baş döndürücü bir hızla arttı. 2003 sonunda Lehman’ın öz sermayesi, 2003 sonundan 2007 sonuna kadar olan dönemde yüzde 73 artarken, aktif büyüklüğü yüzde 121 arttı. Aynı süreçte Merill Lynch’in aktif büyüklüğü yüzde 125 artarken, öz sermayesi sadece yüzde 10 büyüdü. Tüm bu nedenler yatırım bankaları için sonun başlangıcı oldu.

* Fed nasıl tepki verdi?

Fed, 2007’de başlayan dalgalanma sürecinde 3’üncü defa politika değişikliğine giderek, gösterge ve iskonto faiz oranlarını yeniden düşürmeye başladı ve çeşitli kanallarla piyasaya likidite desteğinde bulundu. İskonto faiz haddindeki indirime rağmen sistemin eski işleyişine dönmemesi, kuruluşların birbirine borç vermekte tereddüt etmeye devam etmesi üzerine Fed, gösterge faiz oranlarında indirime gitmeye başladı. Federal Açık Piyasa Kurulu yüzde 5.25 düzeyinde olan gösterge faizini 7 defada yüzde 2’ye indirdi. Fed, finansal dalgalanmanın etkilerini en aza indirmek amacıyla birçok yeni likidite sağlama kolaylıkları oluşturdu ve mevcut uygulamalar ile operasyonlarda önemli değişikliklere gitti. Çalkantının yaşandığı son bir yılda Fed’in piyasaların peşinden geldiği, proaktif olmadığı tartışmaları yaşandı. Piyasaların baskısı Fed’e son toplandıda faizi indirtmeye yetmedi ve Fed gösterge faizi yüzde 2’de bıraktı. Fannie Mae, Freddie Mac ve Lehman Brothers’a ‘seyirci’ kalan Fed, dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG’yi ise iflastan kurtardı.

* Krizin ABD’ye maliyeti ne kadar?

ABD’de George Bush yönetimi, zor durumdaki şirketleri iflastan kurtarmak için Kongre’ye 700 milyar dolarlık bir paket önerdi. Bush yönetiminin hazırladığı taslak planda iki yıl içinde, herhangi bir mali kuruluşun ödenemeyen borçlarının devralınması için hükümete geniş yetki veriliyor. Bunun, 1929 yılında yaşanan Büyük Buhran’dan bu yana en büyük mali kurtarma planı olduğu belirtiliyor. Ancak krizin ABD’ye toplam maliyetinin bu tutarla sınırlı kalmayacağı ve 1.8 trilyon dolara ulaşabileceği kaydediliyor.

HENÜZ SONU GELMEDİ...
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn: Global krizin en kötü dönemini atlattığımızı söyleyemem. Finansal krizin sonuçları henüz geçmedi ancak ana sebepleri çok geride kaldı. Ekonomik toparlanma 2009’da olabilir.

Fed’in eski Başkanı Alan Greenspan: Bu 50 yılda, hatta muhtemelen yüzyılda bir yaşanabilecek olay. ABD’nin bir ekonomik durgunluğa girmeden kurtulma ihtimali yüzde 50’nin altında, krizin daha da devam etmesini bekliyorum.

Euro Ülkeleri Ekonomik Grup Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker: Piyasalardaki kriz henüz sona ermedi. Geçici bir sona bile ulaşmayan mali kriz hâlâ şiddetle sürüyor ve büyük bir baş ağrısı yaratıyor. Ancak Avrupa görece olarak ABD’den daha iyi durumda.


Konular