Kriz | Konular | Kitaplar

1929 krizi ile günümüz krizinin çiftçiler açısından ayrılıkları ve aynılıkları

Yaşanan kriz sıkça 1929 dünya bunalımıyla karşılaştırılıyor. 1929 bunalımının yaşandığı süreçte gıdanın üretimine ve dağıtımına şimdiki gibi büyük şirketler egemen değildi. Yani tarım alanında şirketler vardı ama bu şirketler aile şirketleri kategorisindeydi., o zamanki şirketler ulusötesi bir gelişkinliğe henüz erişmemişti. Gıdanın üretiminden pazarlamasına uzanan zincirin halkalarını şimdiki gibi şirketler birbirine ulamamış, belirlemiyordu. Bu gün büyük tarım ve gıda şirketleri tarım ve gıdada egemen olma yolunda ilerliyor, şirketlere ek olarak spekülatörler de gıdayı yeni kâr alanı olarak görüyor ve devreye giriyor.
Kısacası tarıma ve gıdaya üretenlerle birlikte tüketenler değil, şirketler egemen oluyor, tümden ele geçirmek için de saldırıyor. Şirketlerin egemenliğinde yapılan tarımsal üretimde üretici tarlasına neyi ekeceğine karar veremiyor. Şirket güdümünde üretilen ve pazarlanan üründe/ gıdada tüketiciye seçme hakkı kalmıyor.
Tarım ve gıda şirketleri şimdilerde gıdaya önemli ölçüde egemen bu nedenle etkili, 1929 krizinde şirketler gıdaya egemen olmadıkları için etkili değillerdi.
Evet, uygulanan neo liberal politikalar ulusötesi şirketlerin büyümesini sağlıyor, büyüyen şirketler diğer şirketleri alarak hem sayılarını azaltıyorlar hem de güçlerini artırıyorlar. Bu şirketler gücünü arttırdığı oranda kırılganlıkları da artıyor. Yani, ulus ötesi şirketler sistemin yarattığı problemlerden daha fazla sorumlu tutuluyor, tutulabiliyor artık.
Bugün ulusötesi tarım ve gıda şirketleri de köylü tarımını ortadan kaldırmak ve şirket denetiminde üretime dönüştürmek için çabalıyor. Şirket egemenliğinde insan ve hayvanlara gerekli olan toprakların agro-yakıtlara ayrılması için saldırıyor. Bu durum enerji sorununa kısmi çözüm sağlarken gıda krizinin derinleşmesine destek veriyor.
Şu an şirketler gıda krizinin ortasına düşebileceklerini düşünüyor ve bu ihtimalin kötü sonuçları hakkında sinirleniyorlar.
11 Eylül’den sonra neoliberal politikalara karşı direniş ve gösteriler, merkez ülkeler olan Amerika ve Avrupa’da büyük bir duraklamaya girdi. Dünya genelinde direniş, iklim değişikliği, agro – yakıt, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve Serbest Ticaret Anlaşmalara (STA) karşı yeniden örgütleniyor.