Kriz | Konular | Kitaplar

AHİLİK VE ESKİ ESNAF

Türkler arasında İslâmiyet'ten sonra sosyal ve Hayırsever bir gaye ile teşekkül etmiş bir cemiyet. Ahi Arapça'da kardeşim mânâsına geldiğinden, «Ahilik» kardeşlik teşkilâtı demek olur. Türkler, İslâm ile şe reflendikten sonra, Türkistan'dan Anadolu'ya kadar olan sahada ticaret ve sanatkârlar arasında bir bağlılık ve kardeşliğin ancak bir teşkilâtla devamlı olacağına inanmışlardır.

Kendi aslî yapılarına uygun olan «Fütüvvet» île yakından bir ilgi kuran Türkler onbirinci yüzyılda kendilerine göre bunu geliştirdiler. Cömertlik, mertlik ve mürüvvet mânâlarına gelen «fütüvvet» bayrağı île kurulan bu teşkilât, gittikçe kuvvetlendi.

Selçuklu Sultanları Anadolu'da bir beldeyi fethet tiklerinde, cami ve medresenin yanında tekke inşa ederlerdi. Ahîlik o zamanlarda sadece sanatkârlara mahsus olmayıp, halk arasında da yaygındı. Mensup ları arasında müderris, kadı ve tarikat üeri gelenlerinin bulunmasından dolayı, müslümanlara doğru yolu göstermede, gazilik ve şehitlik mertebelerinin anlatılarak gazalara şevkle gidilmesinde büyük hizmetleri görüldü.
Her sınıf mesleg sahibi arasında, esnaf erbabını idare eden kimselere «Ahî babalık» adıyla resmi bîr ünvan verilirdi. Böylece her esnaf kuruluşunun disip lin içinde çalışıp hizmet etmeleri sağlanırdı.

Ahilerin kendilerine mahsus kıyafetleri vardı. Bir hırka, başlarına sarık sarılı beyaz yünden bir külâh ve ayaklarına mest gibi ayakkabı giyerlerdi. Ayrıca bellerine bağladıkları «Şedd» denilen kuşak da ahiliğin bir nişânıydı. Ahiliğe kabul edilen namzete, şeyh tarafından sedd kuşatılırdı. Kuşaklarında bir de büyükçe bıçak taşırlardı.

Anadolu'da, teşkilâtın kurucusu Ahi Evren idi

Fazilet Takvimi

Konular